Bugün Assos Gezilecek Yerler üzerine konuşacağız. Çanakkale Ayvacık’ın en yüksek noktasında uzanan büyüleyici bir tatil güzergâhıdır. Antik kent içinde hâlâ yaşamını sürdüren sevimli köy Assos; M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanan tarihiyle, sönmüş bir volkanın üzerinde yer alır ve andezit kayalıklarının arasında bulunur. Hatta antik dönemde andezit taşının işlenmesi o kadar güçlüydü ki “insan yiyen taş” olarak anılır.

Bu nedenle antik kalıntılar günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşmıştır. Muhteşem deniz manzaralı bu küçük tatil bölgesi, denizin tam 236 metre üzerinde yer alır. Osmanlı Dönemi’nde yerleşim alanı daha da yukarılara çıkmıştır. Assos hakkında daha detaylı bilgi için Assos gezilecek yerler yazısına göz atabilirsiniz.

Assos’ta geçireceğiniz 2 gün yeterli olacaktır. Marmara ikliminin hakim olduğu bu bölgede; yaz aylarında deniz, kum ve güneşin keyfini çıkarabileceğiniz Assos, kış aylarında ise taş mimarili butik otellerde şömine başında huzur bulmak için de oldukça popülerdir.

Türkiye’nin birçok ilinde kullanabileceğiniz ve ücretsiz giriş imkanı sağlayan Müzekart ile Assos’taki turistik mekanları ziyaret edebilirsiniz.

Assos Gezilecek Yerler Listesi

Assos’un Çanakkale Havalimanı ile arasında 90 kilometrelik bir mesafe bulunuyor. Çanakkale kent merkezinden kalkan Ayvacık minibüslerine binip Ayvacık’ta inip akabinde Assos minibüslerine binerek bölgeye ulaşabilirsiniz. Assos Gezilecek Yerler listemizin devamı;

Assos Antik Liman

Assos Gezilecek Yerler listemizin ilk sırasında antik liman yer alıyor. Dalgaların zaman içinde aşındırdığı liman, 2000 yılında bakanlık tarafından restore edilerek dalgakıran eklendi ve bu sayede balıkçılık daha da gelişti. Hâlâ yapıldığı dönemin havasını koruyan ve yaşatan liman, Assos’ta görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Günümüzde birçok restoran ve otel ile çevrili olan Assos Limanı, geçmişteki önemini artık turistik bir nokta olarak sürdürmektedir.

Liman, geçmişte meşe palamudu, odun ve kereste taşımacılığı için kullanılmıştır. Boya sektöründe önemli bir madde olan palamut ağacı, Assos’un çevresi palamut ormanlarıyla kaplı olduğu için 1950’lerde buradan ihraç ediliyormuş.

Ancak daha sonra boyanın hammaddesi olan vinilin keşfedilmesiyle palamut önemini yitirmiştir. Köy halkı palamut ağaçlarını daha sonradan halı ve kilimleri doğal bir şekilde boyamak amacıyla kullanmayı tercih etmiştir.. Palamut depoları şu anda yenilenerek otel haline getirilmiştir.

Limana inen yolun dik ve virajlı olması nedeniyle araba ile inmek zor; zaten yaz aylarında araç girişleri de kapalıdır. Limanın hemen yakınında aracınızı park edebileceğiniz bir alan mevcuttur.

İlginizi çekebileceğini düşündüğüm ‘Midyat Gezilecek Yerler’ hakkında yazdığım makaleyi okumanızı tavsiye ederim.

Behramkale Köprüsü

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale Köyü sınırları içerisinde bulunan ve aynı adı taşıyan Behramkale Köprüsü, I. Murat Hüdavendigar tarafından 14. yüzyılda Tuzla Çayı üzerine inşa edilmiştir. 600 yıllık tarihi köprü, araç trafiğine kapalı olup yalnızca yaya geçişine uygundur. Kesme taşlar kullanılarak yapılan bu köprü, 80 metre uzunluğa ve 3,50 metre genişliğe sahiptir. Yapımına dair herhangi bir kitabe bulunmamakla birlikte, mimari özellikleri incelendiğinde erken Osmanlı Dönemi’nde yapıldığı anlaşılmaktadır. Hüdavendigar Camii ile aynı dönemde inşa edildiği düşünülmektedir.

Assos Antik Kenti

MÖ 6. yüzyıla kadar uzanan tarihi ile muhteşem deniz manzarasına hakim olan antik kent, Osmanlı’nın bölgedeki egemenliğiyle birlikte tersine dönmüş ve daha da yukarıya, Behramkale Köyü’ne doğru genişlemiştir.

Sönmüş bir volkanik tepe üzerinde kurulu olan şehir, andezit kayalıkları arasında yer almaktadır. İşlemesi oldukça zor olan andezit taşından yapılan lahitler, tarih boyunca ihraç edilmiştir.

Bölgedeki ilk arkeolojik kazı, 1881-1883 yıllarında Amerikalı arkeologlar tarafından gerçekleştirilmiş ve ilk olarak nekropol alanı keşfedilmiştir. Nekropolün köşesinde, Osmanlı Sultanı I. Murat tarafından 14. yüzyılda inşa ettirilen tek kubbeli bir cami bulunmaktadır. Ayrıca, Osmanlı döneminden kalan köprü günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşmış ve hala kullanılmaktadır.

Agora, kentin sakinlerinin toplandığı alan olarak bilinir. İki farklı alandan oluşan agora, farklı zamanlarda inşa edilmiştir. Bu alanın çevresinde, spor eğitimi için yapılmış gymnasion, meclis binası ve Bizans Kilisesi kalıntıları yer almaktadır.

Kaynak: https://muze.gov.tr/muze-detay?SectionId=ASS01&DistId=ASS

Antik Tiyatro

Mimari özelliklerine göre, Roma dönemine ait olduğu düşünülen ve Midilli Adası’na karşı konumlanmış olan tiyatro, yaşanan bir depremin ardından yıkılmıştır. Doğal bir kaya oyuğu üzerine inşa edilmiş tiyatro alanının kapasitesi 2500 kişiliktir.

Bazı tahminlere göre, bu alanın daha sonra taş ocak olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Hasar gören duvarlar restore edilerek yeniden yapılandırılmıştır. Günümüzde 1500 kişi kapasiteli olan bu alan, çeşitli festival ve konserlere ev sahipliği yapmaktadır.

İlginizi çekebileceğini düşündüğüm ‘Belek Gezilecek Yerler’ hakkında yazdığım makaleyi okumanızı tavsiye ederim.

Athena Tapınağı

Kentin en yüksek noktasında yer alan Athena Tapınağı, Arkaik Dönemde Anadolu topraklarında inşa edilmiş olan benzersiz bir dor düzenli kutsal alandır ve büyüleyici bir güzelliği bulunmaktadır.  Tapınak, Olimpos’un 12 tanrısından birisi olan Athena’ya adanmıştır. Kent koruyucusu olan Athena’nın tapınak içerisinde bir heykeli de bulunmaktadır. Heykel 1800’lü yıllarda bölgede kazı çalışmaları yürüten Amerikalı arkeoloji ekibi tarafından alınmıştır. Tapınağın Sütun üzerine işlenmiş olan kabartmaların büyük bir kısmı Louvre Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi ve Boston Müzesi,  korunmaktadır.

Hüdevandigar Cami

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale köyünün üst bölümünde, kayalık yamaçta yer alan cami, Osmanlı padişahı I. Murat Hüdavendigar tarafından 14. yüzyılda inşa ettirilmiştir. Tek kubbeli ve kare şekilli Hüdavendigar Camii, antik kentin sınırları içerisinde bulunur ve içindeki kadırga resimleri Osmanlı mimarisinde nadir görülen bir özelliktir.

Caminin yapımından önce var olduğu düşünülen Cornelius Kenti’nin kapısı esas alınarak cami kapısı oluşturulmuştur ve Cornelius Kilisesi’ni restore eden Kral Skamandros’un kapıya yazdırdığı yazılar korunmuştur. Elbette zaman içinde küçük hasarlar meydana gelmiştir.

Apollon Smitheus

MÖ 150 yılında İyonya üslubunda inşa edilen tapınağın en dikkat çekici özelliği, Homeros’un İlyada destanındaki Troya Savaşı’nı anlatan kabartmalardır. Bu hikâye, birçok nesnede çizimlerle anlatılmış olsa da, ilk kez bir tapınakta kullanılmıştır. Kabartmalar, destanın bölümleri sırasına göre ilerlemektedir. Tahminlere göre 120 metre uzunluğa sahip kabartmaların şu an için sadece 24 metrelik kısmı ortaya çıkarılabilmiştir.

Apollon Smintheus tapınağı, Troya’daki Athena tapınağından sonra Troas bölgesinin en önemli kutsal mekânıdır. Apollon Smintheus’un kim olduğunu soracak olursanız, o çiftçileri farelerden koruyan tanrı olarak bilinir. Arkeolojik açıdan değerli bir yapı olan tapınak, Hellenistik Çağ’da Batı Anadolu’da özgün mimari tasarıma sahiptir.

Daha önce belirttiğim gibi İyonya üslubunda yapılan tapınak, bulunduğu topraklardaki tek örneği temsil etmektedir. Mimar Hermogenes tarafından inşa edildiği düşünülen sütunlar, ön ve arkada 8’er, en uzun kenarlarda ise 14’er tane bulunmaktadır. Alt kısımlarında üç farklı taş türü kullanılmışken, ana yapıda bölgeye özgü volkanik tüf taşı tercih edilmiştir. Tapınak üç oda içermekte olup, sırasıyla pronaos, naos ve opisthodomos şeklinde düzenlenmiştir.

İlginizi çekebileceğini düşündüğüm ‘Safranbolu Gezilecek Yerler’ hakkında yazdığım makaleyi okumanızı tavsiye ederim.

Zeus Altarı

Dede Tepe’deki işlenmiş kayaya Zeus Atları adı verilmiştir. Bu kayaya oyulmuş basamaklardan oluşan merdivenlerle çıkılabilmekte, su nişleri ve oturma alanlarıyla donatılmış bir mekânda oyularak yapılmış bir su sarnıcı bulunmaktadır. İçinde su bulunan bu sarnıcın adı Zeus Mağarası’dır. Homeros’un İlyada Destanı’nda belirttiği üzere, Zeus Truva Savaşı’nı buradan izleyip yönetmiştir. Zeus Altarının hemen yanında Erdem Dede’nin yatırı bulunmaktadır. Erdem Dede Çanakkale Savaşı’nda şehit olmuştur. Günümüzde Zeus Atları hâlâ kutsal mabed olarak kabul edilmektedir.

Antik dönemlerde tanrılara sunu sunmak ve adaklar sunarak kurban vermek amacıyla kullanılan bu yapıda; savaşları kazanmak ve hastalıklardan korunmak için Zeus Altarı’nda, Zeus adına kurbanlar kesilir ve adaklar sunulurmuş.

Behramkale Köy Kahvesi

Kaya yüzeylerine oyulmuş masalarıyla dikkat çeken Assos Köy Kahvesi, Assos’ta görülmesi gereken mekânlardan biridir. Fiyatlar ortalama bir mekana kıyasla biraz daha yüksektir, ancak son derece keyifli bir ortam sunmaktadır.

Behramkale Köy Kahvesi, Türk kahvesiyle ünlü olup, sıcakkanlı personeliyle hizmet vermektedir. Eşsiz Behramkale manzarasını sunarak keyifli vakit geçirmenizi sağladığından, ziyaretçilerin Assos’taki en popüler mekânlarından biri haline gelmiştir. Özellikle damla sakızlı Türk kahvesini denemenizi tavsiye ederiz.

İlginizi çekebileceğini düşündüğüm ‘Beypazarı Gezilecek Yerler’ hakkında yazdığım makaleyi okumanızı tavsiye ederim.

Sivrice Plajı

Babakale’ye doğru yol alırken 10 kilometre ileride Bektaş Köyü’nü göreceksiniz. Köyün içinden 3 kilometre devam ettikten sonra Sivrice Feneri’nin yer aldığı plaja ulaşabilirsiniz. Popülerliği düşük olduğu için diğer plajlara kıyasla daha sakin olduğunu belirtmeliyiz. Çevrede, yerel halk tarafından işletilen pansiyonlar, oteller ve balık restoranları bulunmaktadır.

Sivrice, dar ve taşlı kumsalıyla bilinir ve denize daha kolay girebilmeniz için tahta bir iskele yapılmıştır. Yaklaşık 4 kilometre uzaklıkta, 500 metre uzunluğunda İskele Koyu yer alır.

Koyun ucundaki restore edilmiş Sivrice Feneri, dünyanın çeşitli bölgelerinden getirilmiş ve deniz fenerleri hakkında çok sayıda kitabın bulunduğu zengin bir kütüphaneye ev sahipliği yapmaktadır.

Kadırga Koyu

Assos’a sadece 2 kilometre uzaklıkta yer alan Kadırga Koyu, şehre yakın konaklama ve deniz keyfi arayanlar için harika bir alternatiftir. Zeytin ağaçlarıyla süslü bir yol boyunca ilerleyerek bu koya erişebilirsiniz.

Osmanlı Dönemi’nde, ordu donanması için Midilli Adası kullanılırdı ve savaş zamanlarında kadırgalar Midilli’den savaşa katılırlardı. Savaş sonrası ise hasar gören kadırgalar, bu koya getirilip meşe ve kayın ağaçları kullanılarak tamir edilirdi. Bu nedenle koy, Kadırga Koyu adını almıştır.

Çevredeki oteller, bölgenin ilk mavi bayraklı koyu olan Kadırga Koyu’nda doğayla uyumlu bir mimari sergileyerek görüntüyü bozmamakta ve zeytin ağaçlarıyla harika bir atmosfer sunmaktadır. Kadırga Koyu içerisinde her ekonomi seçeneğine uygun konaklama seçeneği bulmak mümkündür.

Koruoba Koyu

Kuruoba Köyü’nün içinden geçerek dolambaçlı yollardan ilerlediğinizde, karşınıza çıkan manzara sizi büyüleyici bir etki yaratacaktır. İki adet küçük koya ev sahipliği yapan Kuruoba’da, sayıları fazla olmayan yazlık evler ve bir otel mevcuttur. Bu sevimli ve huzurlu koy, sakinliği ve huzur verici atmosferiyle cezbetmektedir. Hatta bazen kendinizi bu koyda yalnız başınıza denize giren biri olarak görebilirsiniz. Eğer huzur dolu bir deneyim arıyorsanız, Kuruoba’yı ziyaret etmenizi şiddetle öneririz.

İlginizi çekebileceğini düşündüğüm ‘Adıyaman Gezilecek Yerler’ hakkında yazdığım makaleyi okumanızı tavsiye ederim.

Sokakağzı Koyu

Assos Gezilecek Yerler listemizin bir sonraki durağı Sokakağzı Koyu yer alıyor. Assos’tan 15 kilometre uzaklıkta yer alan Sokakağzı Koyu, her yaz dönemi büyüleyici bir cazibe ile ziyaretçilerini kendine çeken etkileyici bir yerdir. Koyunevi Köyü’nün kumsalı olarak bilinen bu koy, yarımay şeklinde ve oldukça uzundur. Bir zamanlar Midilli Adası’ndaki Yunan halkı ile köyde yaşayanlar birbirlerinin pazarlarına gidip gelirlermiş, fakat yaşanan savaşlar nedeniyle bu durum zamanla ortadan kalkmıştır.

Sahil boyunca sıralanan pansiyon ve motel önlerinde bulunan lokantalarda, denizden taze çıkan deniz ürünlerini oldukça uygun fiyatlara deneyimleyebilirsiniz. Büyük otellerin bulunmadığı, yalnızca keşfe çıkanlar tarafından ziyaret edilen bu yer, genellikle sakinliği arayanlar için popüler bir durak olmuştur. Samimi ve rahat bir atmosferde geçireceğiniz harika bir tatil sizi bekliyor.

Yeşil Liman Koyu

Assos’un daha az tanınan koylarından biri olan Yeşil Liman Koyu, Babaköy yolu üzerinde 4 kilometre ilerledikten sonra sol taraftaki yol ayrımından girerek ulaşabileceğiniz bakir bir cennettir. Burada herhangi bir işletme bulunmadığını vurgulamak önemlidir.

Liman Plajı

Assos Gezilecek Yerler listenize denizi ile ünlü bir yer eklemek istiyoruz. Assos’ta denize girebilecek alanlar arasında büyük öneme sahip olan Liman Plajı, ücretsiz yararlanabileceğiniz mekanlar arasında yer almaktadır. Liman Plajı çevresindeki restoranlar, kafeler ve oteller, hem deniz keyfi yaşamak hem de konaklayarak yiyecek ve içecek hizmetlerinden faydalanmak adına önemli seçenekler sunmaktadır. İsteyen ziyaretçiler, plajın yakınındaki özel işletmelerden şezlong ve şemsiye gibi hizmetleri kiralayabilirler.

Assos merkezinde denize girmek isteyenler için, Liman Plajı değerlendirilebilecek önemli alternatifler arasındadır. Assos’un diğer plajlarına kıyasla daha dar bir kumsal alana sahip olmasına rağmen, Liman Plajı hızlı ve keyifli bir deniz deneyimi için düşünülebilir.

İlginizi çekebileceğini düşündüğüm ‘Edremit Gezilecek Yerler’ hakkında yazdığım makaleyi okumanızı tavsiye ederim.

Akliman Sahili

Assos’un en uzak plajlarından biri olan Akliman Sahili, bölgenin diğer plajlarına göre daha sakin ve sessiz bir alternatif sunar. Plajın kumlu olması ve deniz tabanının sığ olması özellikle çocuklu aileler için ideal bir tercih haline getirir. Aynı zamanda plajda bulunan işletmeler temel ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek seçenekler sunar. Sessizliği ve huzuru sevenler için önerdiğimiz plajlardan biridir.

Adatepe Zeytinyağı Müzesi

Assos Gezilecek Yerler listemizin son sırasında Adatepe Müzesi yer alıyor. 2001 yılında açılan Adatepe Müzesi, zeytin ve zeytinyağı hakkında bilgi vermek amacıyla yerli ve yabancı ziyaretçilerini ağırlıyor. Türkiye’nin ilk zeytinyağı müzesi olan bu müzede, zeytinyağı üretiminde kullanılan presler, zeytin toplama araçları, taşıma ve saklama kapları ile çeşitli folklorik ürünler sergileniyor. Ayrıca zeytinyağı yapımının aşamaları da burada detaylı bir şekilde anlatılıyor.

Küçükkuyu’da yer alan tarihi bir sabunhane binası da zeytinyağı ve sabun üretimi yaparken, çevreden toplanan zeytin, araç-gereç ve aksesuarlar ile ziyaretçilere gösterilmek üzere fabrika binasında hazırlanmıştır.

Bu tarz müzeler, ülkemizin önemli değerlerini tanıtmak ve temsil etmek için büyük bir öneme sahip. Adatepe Müzesi, yerli ve yabancı turistler için Türkçe ve İngilizce anlatım metinleri ile donatılmış olup, çalışanları da ziyaretçilere merak ettikleri konular hakkında bilgi vermek için hazır bulunuyor. Assos Gezilecek Yerler üzerine eklemek istediklerinizi yorum bölümü üzerinden bizlere iletebilirsiniz.